He left an immense fortune to his children.
- Çocuklarına çok büyük bir servet bıraktı.
That play was an immense success.
- O oyun çok büyük bir başarı elde etti.
Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.
- Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
Wow, that line is huge!
- Vay, bu sıra çok büyük!
He began buying gold in huge amounts.
- Çok büyük miktarlarda altın almaya başladı.
Tom is taking a tremendous chance.
- Tom çok büyük bir risk alıyor.
The new building is enormous.
- Yeni bina çok büyüktür.
He lives in an enormous house.
- O, çok büyük bir evde yaşar.