çok şey!

listen to the pronunciation of çok şey!
Turkish - English
how strange!
{i} much

That men do not learn very much from the lessons of history is the most important of all the lessons that history has to teach. - İnsanoğlunun tarih derslerinden çok şey öğrenmemesi tarihin öğretmek zorunda olduğu tüm derslerin en önemlisidir.

There is not much I can do to help, I am afraid. - Korkarım ki yardım etmek için yapabileceğim çok şey yok.

great deal

His talk led me to believe that he knows a great deal. - Onun konuşması onun çok şey bildiğine beni inandırdı.

You seem to know a great deal about Tom. - Tom hakkında çok şey biliyor gibi görünüyorsun.

lots of things

I have lots of things to do. - Yapacak çok şeyim var.

I couldn't sleep well last night because there were lots of things on my mind. - Kafamda çok şeyler olduğu için dün gece iyi uyuyamadım.

many things
How strange!/What an odd business!
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) MECNEB