Please pass it to the other kids.
- Lütfen onu diğer çocuklara uzat.
My mother died when I was a kid.
- Annem ben çocukken öldü.
He gathered his children around him.
- O, çocuklarını kendi etrafına topladı.
Larry Ewing is married and the father of two children.
- Larry Ewing evli ve iki çocuk babasıdır.
Tom wasn't able to find a babysitter on such short notice.
- Tom öylesine kısa sürede bir çocuk bakıcısı bulamadı.
Mother asked the babysitter to watch the children.
- Anne bebek-bakıcısından çocukları gözlemesini rica etti.
According to the CRC, all people under 18 are considered to be children.
- ÇHS'ye göre, 18 yaşından küçük tüm insanlar çocuk olarak kabul edilir.
Larry Ewing is married and the father of two children.
- Larry Ewing evli ve iki çocuk babasıdır.
When I was a child, my mother would often read fairy tales to me.
- Ben çocukken annem bana sık sık masal okurdu.
When I was a kid, I used to think that fairy floss and clouds were alike.
- Çocukken pamuklu şekerin ve bulutların benzer olduklarını düşünürdüm.
Isn't that a little juvenile?
- O küçük bir çocuk değil mi?
The increase in juvenile delinquency is a serious problem.
- Çocuk suçluluğundaki artış ciddi bir sorundur.
This park is a little kid's paradise.
- Bu park küçük çocukların cennetidir.
Chicken pox is a common childhood illness.
- Suçiçeği yaygın bir çocukluk hastalığıdır.
Chicken pox is a common sickness in children.
- Su çiçeği çocuklarda yaygın bir hastalıktır.
Kindergarten children act better than Tom and his friends do.
- Anaokulu çocukları Tom ve arkadaşlarının yaptığından daha iyi hareket eder.
When she was in kindergarten, all the boys used to call her princess.
- O, anaokulundayken, bütün erkek çocukları ona prenses derdi.
Tom and Mary had a child and called him Tom Junior.
- Tom ve Mary'nin bir çocukları vardı ve ona Tom Junior adını verdiler.
The boy singing a song is my brother.
- Şarkı söyleyen çocuk benim erkek kardeşimdir.
The boy standing over there is my son.
- Orada duran çocuk benim oğlumdur.
They attributed the low death rate of infants to the progress of medicine.
- Onlar çocuklarla ilgili düşük ölüm oranını tıbbın ilerlemesine bağladı.
There have been several cases of infantile paralysis.
- Birkaç çocuk felci vakası olmuştur.
The children collect seeds of various shapes and colours.
- Çocuklar çeşitli şekil ve renklerde tohum toplarlar.
You shouldn't allow your son to act like a selfish brat.
- Oğlunun bencil bir çocuk gibi davranmasına izin vermemelisin.
Tom hates parents who don't control their bratty children.
- Tom arsız çocuklarını kontrol edemeyen ebeveynlerden nefret ediyor.
There have been several cases of infantile paralysis.
- Birkaç çocuk felci vakası olmuştur.
I don't like spoiled children.
- Ben şımarık çocukları sevmem.
Children should not be spoiled.
- Çocuklar şımartılmamalı.