Turkish - English
Definition of çizelge in Turkish English dictionary
- chart
I want to take a closer look at those charts.
-Çizelgelere daha yakın bakmak istiyorum.
I'd like to look at that chart.
-O çizelgeye bakmak istiyorum.
- graph
- table (e.g. a multiplication table, a logarithm table)
- exploded view
- table
- table, chart tablo
- timetable
The grade seven and the grade eight students both have completely separate timetables.
-Yedince ve sekizinci sınıf öğrencilerinin tamamen ayrı zaman çizelgeleri var.
The timetable has been revised.
-Zaman çizelgesi revize edilmiştir.
- statement
- ruler
- schedule
The trains are running according to schedule.
-Trenler vakit çizelgesine göre çalışıyorlar.
- çizelge halinde
- tabular
- çizelge ile göstermek
- chart
- çizelge standardı
- tabular standard
- elektronik çizelge
- (Bilgisayar) electronic spreadsheet
- elektronik çizelge
- spreadsheet
- grafik çizelge
- (Bilgisayar) chart
- daire şeklinde çizelge
- pie chart
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of çizelge in Turkish Turkish dictionary
- Çizgilerle bölümlere ayrılmış kâğıt, cetvel
- Açık ve sistemli bir biçimde düzenlenmiş bilgiler, veriler dizisi
- Kadro, kademe, basamak ve derecelerin yer aldığı liste
- cetvel
çizelge
Hyphenation
çi·zel·gePronunciation
Resimler
Favorites