Turkish - English
Definition of çimen in Turkish English dictionary
- grass
I laid myself on the grass.
-Ben kendimi çimenlerin üzerine attım.
The cows were moving very slowly through the long green grass.
-Inek, uzun, yeşil çimenlerin arasında çok yavaş hareket ediyordu.
- lawn
Tom is mowing his front lawn.
-Tom onun ön çimenliğini biçti.
Tom mowed Mary's lawn for her.
-Tom Mary'nin çimenliğini onun için biçti.
- bent grass
- meadow grass
- bent
- divot
- greensward
- sward
- wild grass
- sod
- turf
- grass, turf, lawn, sward
- mead
- green
The cows were moving very slowly through the long green grass.
-Inek, uzun, yeşil çimenlerin arasında çok yavaş hareket ediyordu.
The neighbor's lawn is greener.
-Komşunun çimenliği daha yeşil.
- wheatgrass
- meadow
- çimen biçme makinesi
- lawn mower
- çimen döşemek
- turf
- çimen topağı
- tussock
- çimen yeşili
- grassgreen
- yapay çimen
- (Askeri) artificial grass
- çimenler
- grass
- golfte acemice vuruşla kopan çimen parçası
- divot
- sık çimen parçası
- hassock
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of çimen in Turkish Turkish dictionary
- Kendiliğinden yetişmiş çim
- Kendiliğinden yetişmiş çim: "Baş başa uzandık seninle ıslak / Çimenlerine yaz bahçelerinin."- A. H. Tanpınar. bakınız çemen
- bakınız: çemen
çimen
Hyphenation
çi·menResimler
History
Favorites