çiftlik

listen to the pronunciation of çiftlik
Turkish - English
ranch

Tom and Mary bought a small ranch outside Boston. - Tom ve Mary, Boston'un dışında küçük bir çiftlik satın aldılar.

There are about 500 head of cattle on that ranch. - O çiftlikte yaklaşık 500 baş sığır vardır.

(Hukuk) farm

The transition from farm life to city life is often difficult. - Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.

More than 75% of farms raised pigs and milk cows. - Çiftliklerin %75'inden fazlası domuz ve süt ineği yetiştirdi.

bowery
grange
hacienda
duality
farmstead
farm, ranch
spread
homestead
steading
çiftlik evi
farm

The stable is behind the farm house. - Ahır çiftlik evinin arkasında.

Tom and his family live in a small farm house not too far from here. - Tom ve ailesi buradan çok uzakta olmayan küçük bir çiftlik evinde yaşamaktadır.

çiftlik ve içindeki binalar
homestead
çiftlik arazisi
farm land
çiftlik atı
dobbin
çiftlik avlusu
barnyard
çiftlik demirbaşları
dead stock
çiftlik drenajı
farm drainage
çiftlik evi
farm house

Tom and his family live in a small farm house not too far from here. - Tom ve ailesi buradan çok uzakta olmayan küçük bir çiftlik evinde yaşamaktadır.

Tom lives in an isolated farm house. - Tom izole edilmiş bir çiftlik evinde yaşıyor.

çiftlik gölü
farm pond
çiftlik gübresi
farm manure
çiftlik hayvanları
farm animals
çiftlik hayvanları
pecora
çiftlik hayvanları sayımı
livestock census
çiftlik işleri
chores
çiftlik işletmek
ranch
çiftlik işçisi
ranchman
çiftlik işçisi
farm hand
çiftlik işçisi
farm laborer
çiftlik işçisi
farm worker
çiftlik işçisi
rancher
çiftlik kâhyası
bailiff
çiftlik kâhyası
farm manager
çiftlik merası
farm pasture
çiftlik meydanı
farmyard
çiftlik sahibi
ranchman
çiftlik sahibi
rancher
çiftlik sahibi
cowman
çiftlik sahibi
(büyük) planter
çiftlik sahibi
farm owner
çiftlik sahibi
farmer
çiftlik ve içindeki binalar
farmstead
çiftlik ürünü
farm product
çiftlik ürünü--pazarlama
(Tarım) farm produce--marketing
çiftlik evi
farmhouse

We stopped at a farmhouse overnight. - Geceleyin bir çiftlik evinde durduk.

During the storm, the power went out and the rain battered the windows of the farmhouse. - Fırtına sırasında, güç gitti ve yağmur çiftlik evinin pencerelerini vurdu.

çiftlik evi
homestead
çiftlikler
the farms
büyük çiftlik
hacienda
kolektif çiftlik
collective farm
kollektif çiftlik
(Ticaret) collective farm
küçük çiftlik
croft
küçük çiftlik
small holding
küçük çiftlik sahibi
small holder
lâğım suyu ile sulanan çiftlik
sewage farm
ortaklaşa çiftlik
collective
ortaklaşa çiftlik
collective farm
rus çiftlik sahibi
kulak
tarife çiftlik ürünlerinde
tariffs on farm produce
turist ağırlayan çiftlik
dude ranch
çiftlik evi
ranch house
ısrail'de kollektif çiftlik
kibbutz
Turkish - Turkish
Tarım yapılan, hayvan yetiştirilen, çalışanlarının da oturması için evler bulunan geniş toprak parçası
Tarım yapılan, hayvan yetiştirilen ve orada çalışanların oturması için evleri bulunan geniş toprak parçası: "Orada kızına bir çiftlik almış, işten el çekmişti."- Ö. Seyfettin
Tarım yapılan, hayvan yetiştirilen ve orada çalışanların oturması için evleri bulunan geniş toprak parçası
kom
çiftlik kahyası
Çiftlik işlerini yöneten kimse
çiftlik
Favorites