çiçeklen

listen to the pronunciation of çiçeklen
Turkish - English
{f} blooming

Many flowers start blooming in springtime. - Birçok çiçekler baharda çiçeklenmeye başlar.

{f} blossoming
{f} bloom

My father died when the cherry trees were in full bloom. - Kiraz ağaçları tam çiçeklendiğinde babam öldü.

The roses in the garden are in full bloom. - Bahçedeki güller tam çiçeklenmişti.

{f} flowering
{f} flowered
{f} flower

Many flowers start blooming in springtime. - Birçok çiçekler baharda çiçeklenmeye başlar.