çerçevelemek

listen to the pronunciation of çerçevelemek
Turkish - English
border
(mücevher) enchase
enframe
to frame; to sash
inlay
mount
frame
çerçevelemek işi
Frame work
çerçevele
{f} frame

They painted the window frames yellow. - Onlar pencere çerçevelerini sarıya boyadı.

In California, most houses have frames of wood. - Kaliforniya'da birçok evin ahşap çerçeveleri var.

çerçeveleme
framing
Turkish - Turkish
Bir şeye çerçeve geçirmek veya bir şeyi çerçeve içine almak
Bir şeye çerçeve geçirmek veya bir şeyi çerçeve içine almak: "İnce çeneli uzun yüzünü siyah yemeni sımsıkı çerçeveliyor."- H. E. Adıvar
çerçeveleme
Çerçevelemek işi
çerçeveleme
Filmi çevrilecek başlıca cismin, gerek büyüklük gerek yer bakımından görüntü çerçevesine göre düzenlenmesi işi