He tucked the napkin under his chin.
- O, peçeteyi çenesinin altına sıkıştırdı.
I hit him on the chin.
- Onun çenesine vurdum.
Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.
- Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
After a few weeks, doctors made Cleveland a new jaw out of hard rubber.
- Birkaç hafta sonra, doktorlar Cleveland'a sert kauçuktan yeni bir çene çıkışı yaptı.
Tom has a loose tongue.
- Tom'un düşük çenesi var.