My fluency is sufficient for many situations, but not for expressing my — often contradictory — emotions.
- Benim akıcılığım birçok durum için yeterlidir, fakat genellikle çelişkili durumlarımı ifade etmek için değil.
The whole thing is contradictory.
- Her şey çelişkilidir.
I have conflicting feelings about my childhood.
- Benim çocukluğum hakkında çelişkili duygularım var.
Tom had conflicting feelings.
- Tom'un çelişkili duyguları vardı.
My life's a contradiction.
- Hayatım bir çelişkidir.
Our diplomacy and our military strategy were clearly in contradiction.
- Diplomatik ve askeri stratejimiz açıkça çelişki içindeydi.
Tom had conflicting feelings.
- Tom'un çelişkili duyguları vardı.
Tom is feeling conflicted.
- Tom çelişkiye düşmüş hissediyor.