çekti

listen to the pronunciation of çekti
Turkish - English
yanked

Tom yanked a pistol from his jacket pocket. - Tom birden ceketinin cebinden bir tabanca çekti.

Tom yanked off John's fake beard. - Tom John'un takma sakalını çekti.

past of yank
çek
cheque

She opened her purse and took out her chequebook. - Cüzdanını açtı ve çek defterini çıkardı.

Tom wrote Mary's name as the cheque payee. - Tom çek alacaklısı olarak Mary'nin adını yazdı.

çek
drafting
çek
(Ticaret) check cheque
çek
draught
çek
(Otomotiv) non-return valve
çek
(Kanun) bill of exchange
çek
pull

When rain's fallen and the soil is moist, it becomes easier to pull out weeds. - Yağmur yağarsa ve toprak nemli olursa, otları çekmek daha kolay olur.

He pulled his son by the ear. - O, oğlunun kulağını çekti.

çek
pull on
çek
{f} shrunk

My jeans have shrunk. - Kot pantolonum çekti.

Tom's new shirt shrunk when he washed it and now it doesn't fit. - Tom yeni gömleğini yıkadığında çekti ve şimdi uymuyor.

çek
suffer from

He used to suffer from stomach aches. - O, mide ağrılarından dolayı acı çekerdi.

It is a shameful fact that, while there are lands where people suffer from hunger, within Japan there are many households and restaurants where much food is thrown away. - İnsanların açlık çektiği yerler varken, Japonya'da birçok yiyeceğin atıldığı bir sürü meskenlerin ve restoranların olması yüz kızartıcı bir gerçektir.

çek
{f} shrinking
çek
drew

Madonna's concert drew a large audience. - Madonna'nın konseri büyük bir dinleyici çekti.

She drew her gun and said: - Silahını çekti ve dedi :

çek
{f} haul
çek
draw away
çek
roll up

Roll up your right sleeve. - Sağ elbise kolunu yukarı çek.

çek
pop
çek
shrink back
çek
acquittance
çek
attract

Jon is far more attractive than Tom. - Jon, Tom'dan çok daha çekicidir.

His niece is attractive and mature for her age. - Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur.

çek
{f} hauling
çek
yank

Stop yanking my hair, it hurts! - Saçımı çekmeyi durdur, acıyor!

Tom yanked Mary's ponytail. - Tom Mary'nin at kuyruğu saçını çekti.

çek
of check
çek
cheques
çek
inflect

In that language, adjectives and nouns are inflected for gender. - O dilde, sıfatlar ve isimler cinsiyete göre çekilir.

Çek
(a) Czech
Çek
Czech, of the Czechs
Çek
{i} Czech

Prague is the capital of the Czech Republic. - Çek cumhuriyetinin başkenti Prag'dır.

The flag of the Czech Republic is almost the same as that of the Philippines. - Çek Cumhuriyeti'nin bayrağı Filipinler'inkiyle neredeyse aynıdır.

Çek
czechoslovak
çek
cheque, check
çek
written order from one party directing a bank to pay a specified amount of money to another party
çek
of the Czech Republic; of the former nation of Czechoslovakia
çek
native or resident of the Czech Republic; resident of the former nation of Czechoslovakia; check
çek
{i} check

May I pay with a travelers' check? - Seyahat çekiyle ödeyebilir miyim?

The bank will cash your fifty dollar check. - Banka 50 dolarlık çekini nakite çevirecek.

çek
rollup
çek
lure

Tom was lured into a trap. - Tom bir tuzağa çekildi.

Layla lured Sami to her house. - Leyla, Sami'yi evine çekti.

çek
pull#on
çek
pullon
çek
drawaway
Turkish - Turkish

Definition of çekti in Turkish Turkish dictionary

ÇEK
(Osmanlı Dönemi) Çekoslovakya, Bohemya ahalisinden olan ve Çek'ce konuşan kavim ki, Osmanlı metinlerinde "çeh" diye geçer
Çek
Çek halkına özgü olan
Çek
Slavların batı kolundan olan bir ulus veya bu ulusun soyundan gelen kimse
çek
Bir kimsenin, bankadaki parasının dilediği kimseye ödenmesi için bankaya gönderdiği yazılı belge
çekti
Favorites