In various Turkish restaurants, shishkabob is the main food.
- Çeşitli Türk restoranlarında, şiş kebap ana yemektir.
Air is a mixture of various gases.
- Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.
This box contains assorted chocolates.
- Bu kutu çeşitli çikolatalar içerir.
The butcher shop sells assorted cuts of meat.
- Kasap etin çeşitli kesimlerini satar.
In fact, there are countless, varied uses for the Internet.
- Aslında, internetin sayısız, çeşitli kullanım alanları vardır.
VISUACT supports flexibly the varied environments and needs of our customers and offers a variety of operational procedures.
- VISUACT çeşitli ortamları ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını esnek şekilde destekler ve operasyonel işlemleri sunar.
Many Eastern religions teach that there is a unity behind the diversity of phenomena.
- Birçok Doğu dinleri olayların çeşitliliği arkasında bir birlik olduğunu öğretir.
Globalization destroys the diversity of languages.
- Küreselleşme dil çeşitliliğini yok ediyor.
There are many different types of cookies.
- Çok sayıda çeşitli kurabiyeler var.
You can get to her house in a variety of different ways.
- Çeşitli farklı yollardan onun evine gidebilirsin.
The disease spread in several ways.
- Hastalık çeşitli şekillerde yayıldı.
I've made several mistakes in my life.
- Hayatımda çeşitli hatalar yaptım.
This store has a variety of spices.
- Bu mağaza çeşitli baharatlara sahiptir.
You can get to her house in a variety of different ways.
- Çeşitli farklı yollardan onun evine gidebilirsin.
This lake abounds in various kinds of fish.
- Bu gölde çeşitli balıklar var.
Tom and Mary seem to be in some kind of trouble.
- Tom ve Mary'nin bir çeşit sorunları var gibi görünüyor.
The company manufactures a variety of paper goods.
- Şirket, çeşitli kağıt ürünleri üretmektedir.
Variety is the spice of life.
- Çeşitlilik hayatın lezzetidir.
All sorts of people live in Tokyo.
- Tokyo'da her çeşit millet yaşar.
What sort of television programs are on today?
- Bugün ne çeşit televizyon programları var?
Various types of philosophy originated in Greece.
- Felsefenin çeşitli türleri Yunanistan'da oluşmuştur.
There are 10 types of people in the world: those who understand binary, and those who don't.
- Dünya üzerinde 10 çeşit insan vardır: ikilik sistemi anlayanlar ve anlamayanlar.
Part of the charm of a big city lies in the variety of styles that can be seen in the architecture of its buildings.
- Büyük bir şehrin cazibesinin bir kısmı onun binalarının mimarisinde görülebilen stillerin çeşitliliğine bağlıdır.
I wonder if this is some sort of scam.
- Ben bunun bir çeşit aldatmaca olup olmadığını merak ediyorum.
She seemed like some sort of princess from a fairy tale.
- O bir peri masalından bir çeşit prenses gibi görünüyordu.
Cabbage, cauliflower, broccoli, and Brussels sprouts are all cultivars of the same species.
- Lahana, karnabahar, brokoli ve brüksellahanası aynı türün çeşitleridir.
Tom came up with various ideas on how to make his business more successful.
- Tom işini nasıl daha başarılı yapacağına dair çeşitli fikirler ileri sürdü.
What make of computer do you use?
- Hangi çeşit bilgisayar kullanıyorsun?
Even after I get a job, I think I'll still want to continue some form of music.
- Ben bir iş bulduktan sonra bile hala bir çeşit müziğe devam etmek isteyeceğimi düşünüyorum.
There are several kinds of cloud formations.
- Çeşitli bulut oluşum türleri vardır.
We also have lentils in our assortment.
- Ayrıca çeşitlerimizde mercimeğimiz var.
A clocktower is full of an assortment of doodads and doohickies.
- Saat kulelerinin içi çeşit çeşit zamazingoyla doludur.
In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers.
- Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
I read three kind of newspapers in order to keep abreast with the times.
- Gelişmeleri takip etmek için üç çeşit gazete okurum.
Oil is necessary to run various machines.
- Yağ çeşitli makinelerin çalıştırılabilmesi için gereklidir.
A buyers' market is a market in which goods are plentiful, buyers have a wide range of choices, and prices are low.
- Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.
We discussed a wide range of topics.
- Çok çeşitli konular tartıştık.