In severe cases, cracks can form or it can snap apart.
- Ağır vakalarda çatlaklar oluşabilir ya da kırılabilir.
Tom saw a crack in the wall.
- Tom duvarda bir çatlak gördü.
Tom hit me in the head with my laptop. Now it's cracked!
- Tom dizüstü bilgisayarımla kafama vurdu. O şimdi çatlak!
Tom is a total nutcase.
- Tom tam bir çatlaktır.
The climbers perished after falling into a crevasse.
- Tırmanıcılar çatlak içine düştükten sonra yok oldu.
Tom has a chip on his shoulder.
- Tom'un omuzunda bir çatlak var.
There's a crack in the cup so the contents are leaking.
- Kupada bir çatlak var bu yüzden içindekiler sızıyor.
There were cracks in the cup so the drink leaked out.
- Fincanda çatlaklar vardı bu nedenle içecek dışarı sızdı.
There were cracks in the cup so the drink leaked out.
- Fincanda çatlaklar vardı bu nedenle içecek dışarı sızdı.
They're falling through the cracks.
- Çatlaklardan düşüyorlar.