Turkish - English
Definition of çatallaşmış in Turkish English dictionary
- forked
- Simple past tense and past participle of fork. To split into two or more directions
The road forked.
- That splits into two or more directions, or parts
A baidarka has a forked bow.
- {a} opening into two or more parts
- Something that divides into two parts and forms a `Y' shape can be described as forked. Jaegers are swift black birds with long forked tails. having one end divided into two or more parts
- Formed into a forklike shape; having a fork; dividing into two or more prongs or branches; furcated; bifurcated; zigzag; as, the forked lighting
- To split into two or more directions
- {s} divided, separated; zigzag, crooked; dishonest
- Something that splits into two or more directions, or parts
- Having a double meaning; ambiguous; equivocal
- resembling a fork; divided or separated into two branches; "the biramous appendages of an arthropod"; "long branched hairs on its legson which pollen collects"; "a forked river"; "a forked tail"; "forked lightning"; "horseradish grown in poor soil may develop prongy roots"
- having two meanings with intent to deceive; "a sly double meaning"; "spoke with forked tongue"
- çatal
- fork
Could we have a fork?
-Bir çatal alabilir miyiz?
I took the right fork of the road.
-Yolun sağ çatalına gittim.
- çatal
- {s} difficult
Eating yogurt with a fork is somewhat difficult.
-Bir çatalla yoğurt yemek biraz zordur.
- çatal
- selector fork
- çatal
- grease nipple
- çatal
- shift fork
- çatal
- tube yoke
- çatal
- breasthook
- çatal
- forks
The general use of forks for eating started in the tenth century A.D.
-Çatalların yemek için genel kullanımı milattan sonra onuncu yüzyılda başladı.
Give us two knives and four forks, please.
-Lütfen bize iki bıçak ve dört çatal verin.
- çatal
- fork (used for eating, serving, etc.)
- çatal
- bifurcated
- çatal
- fork, bifurcation
- çatal
- prong; branch of a forked object
- çatal
- two sided
- çatal
- forked
- çatal
- prong
- çatal
- clevis
- çatal
- fork; prong; forked, bifurcated; ambiguous; (ses) hoarse; (dil) forked
- çatal
- (word) which has a double meaning
- çatal
- cracked (voice)
- çatal
- involved, difficult
- çatal
- (ağaç) crotch
- çatal
- (İnşaat) yoke
- çatal
- britannia
- çatal
- cloven
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of çatallaşmış in Turkish Turkish dictionary
- çatal
- İki veya daha çok kola ayrılan değnek
- çatal
- Yemek yerken kullanılan iki, üç veya dört uzun dişli çoğunlukla metal araç: "Çatalı elinden düştü, ağzı açık kaldı."- P. Safa
- çatal
- Bir tür olta iğnesi
- çatal
- Ucu kollara ayrılmış
- çatal
- Dallı olan şeylerin her kolu
- çatal
- İki taraflı
- çatal
- Yol, ağaç gibi kollara ayrılan şeylerin ayrılma yeri
- çatal
- Dirgen
- çatal
- Yol, ağaç gibi, kollara ayrılan şeylerin ayrılma yeri
- çatal
- İki anlamlı, iki türlü anlaşılabilir
- çatal
- Ucu kollara ayrılmış. İki taraflı: "Evlerinin önü çatal pınarlar / İçerler suyunu beni anarlar."- Halk türküsü. İki anlamlı, iki türlü anlaşılabilir
- çatal
- On dokuzuncu yüzyıl ingiliz tiyatrosunda panoları tutan direğe verilen ad
- çatal
- Yemek yerken kullanılan iki, üç veya dört uzun dişli çoğunlukla metal araç
- çatal
- piron
Related Terms
çatallaşmış
Hyphenation
ça·tal·laş·mışResimler
History
Favorites