I took the right fork of the road.
- Yolun sağ çatalına gittim.
Tom mashed the potatoes with a large fork.
- Tom büyük bir çatalla patatesleri püre yaptı.
Eating yogurt with a fork is somewhat difficult.
- Bir çatalla yoğurt yemek biraz zordur.
These are not your forks.
- Bunlar sizin çatallarınız değil.
Give us two knives and four forks, please.
- Lütfen bize iki bıçak ve dört çatal verin.
Where is the cutlery?
- Çatal bıçak takımı nerede?
The cutlery has disappeared.
- Çatal bıçak takımı ortadan kayboldu.
Can I have silverware for my meal?
- Yemeğim için gümüş çatal bıçak takımı alabilir miyim?