Turkish - English
Definition of çarpıtmak in Turkish English dictionary
- {f} warp
- strain
- angle
- pervert
- make awry
- color
- wrest
- make crooked
- skew
- twist
- garble
- wring
- to bend, lean (something) to (one side); to crook, bend
- wrench
- to distort, willfully to misinterpret
- to contort, to spring, to make crooked; to distort, to twist
- colour [Brit.]
- to set or make (something) askew, put (something) at an angle
- torture
- distort
- contort
- slant
- cast
- spring
- bastardize
- {f} colour
- çarpıtma
- contortion
- çarpıt
- bastardize
- çarpıt
- {f} distorted
He distorted my argument.
-O, tartışmamı çarpıttı.
She distorted my argument.
-O argümanımı çarpıttı.
- anlamını çarpıtmak
- to skew
- anlamını çarpıtmak
- wrest from meaning
- gerçekleri çarpıtmak
- twist the facts
- konuyu çarpıtmak
- distort the subject
- konuyu çarpıtmak
- twist the subject
- konuyu çarpıtmak
- twist the matter
- sözlerini çarpıtmak
- to twist sb's words
- çarpıtma
- twist
Don't twist my words around.
-Benim sözlerimi çarpıtmayın.
Stop twisting my words.
-Sözlerimi çarpıtmayı bırak.
- çarpıtma
- {i} distortion
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of çarpıtmak in Turkish Turkish dictionary
- Yanlışa ve kötü duruma götürmek: "Örnek tutarlı olmazsa, kimseyi düzeltemez / Tutarlı olmayan örnek herkesi çarpıtır."- T. Oflazoğlu
- Çarpık duruma getirmek: "Sağ gözünü şakağa doğru gerip çarpıtarak korkunç bir şekle sokmuştur."- R. N. Güntekin
- Gerçek anlamdan saptırmak
- Çarpık duruma getirmek
- Yanlışa ve kötü duruma götürmek
- çarpıtma
- Çarpıtmak işi