çarpıtma

listen to the pronunciation of çarpıtma
Turkish - Turkish
Çarpıtmak işi
çarpıtmak
Yanlışa ve kötü duruma götürmek: "Örnek tutarlı olmazsa, kimseyi düzeltemez / Tutarlı olmayan örnek herkesi çarpıtır."- T. Oflazoğlu
çarpıtmak
Çarpık duruma getirmek: "Sağ gözünü şakağa doğru gerip çarpıtarak korkunç bir şekle sokmuştur."- R. N. Güntekin
çarpıtmak
Gerçek anlamdan saptırmak
çarpıtmak
Çarpık duruma getirmek
çarpıtmak
Yanlışa ve kötü duruma götürmek