çarpıklaştırmak

listen to the pronunciation of çarpıklaştırmak
Turkish - English

Definition of çarpıklaştırmak in Turkish English dictionary

çarpık
{s} awry
çarpık
{s} crooked

My son's front teeth have come in crooked. - Oğlumun ön dişleri çarpık çıktı.

My nose is really big, and it's crooked as well. - Burnum gerçekten büyük ve ayrıca çarpık.

çarpık
{s} skew
çarpık
{s} wry
çarpık
{s} paralysed
çarpık
twisted
çarpık
warped

The door frame is warped and the door won't close properly. - Kapı kasası çarpık ve kapı uygun şekilde kapanmayacak.

çarpık
crooked, bent, warped, awry, skew, bandy
çarpık
perverted (sexual relationship)
çarpık
curved
çarpık
(someone) who has been paralyzed by a malevolent spirit
çarpık
(a system) which is basically unsound or flawed
çarpık
irregular

She has a set of irregular teeth. - Onun bir dizi çarpık dişleri var.

çarpık
cockeyed
çarpık
crooked, bent
çarpık
askew, awry
çarpık
agley
çarpık
twisted, distorted (idea, outlook)
çarpık
askew

Our plan has gone askew. - Planımız çarpık gitti.

çarpık
cockahoop
çarpık
rakish
çarpık
circumflex
çarpık
bandy
Turkish - Turkish
Çarpık duruma getirmek
Çarpık
çalık
çarpık
Gerçek niteliğini yitirmiş: "Oraya özellikle çarpık vasıfları olanları toplarlarmış."- H. Taner
çarpık
Aksi, ters, huysuz
çarpık
Düzgünlüğünü yitirerek eğrilmiş
çarpık
Gerçek niteliğini yitirmiş
çarpık
Düzgünlüğünü yitirerek eğrilmiş: "İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu."- Ç. Altan
çarpık
Aksi, ters, huysuz: "Nedense, Makbule, bu davetten çarpık dönüyordu."- R. N. Güntekin
çarpıklaştırma
Çarpıklaştırmak işi
çarpıklaştırmak
Favorites