Poverty drove him to steal.
- Yoksulluk onu çalmaya zorladı.
I forgave the boy for stealing the money from the safe.
- Kasadan parayı çaldığı için çocuğu bağışladım.
I was having my lunch, when the phone rang.
- Telefon çaldığında, öğle yemeğimi yiyordum.
I was watching TV when the telephone rang.
- Telefon çaldığında, ben televizyon izliyordum.
The thieves tried to steal the woman's car, but they couldn't because they didn't know how to drive a manual.
- Hırsızlar kadının arabasını çalmak istedi fakat beceremediler çünkü düz vites kullanmasını bilmiyorlardı.
The thieves made off with the jewels.
- Hırsızlar mücevherleri çaldılar.
I ran to school, but the bell had already rung.
- Okula koştum, ama zil çoktan çalmıştı.
The bell had already rung when I got to school.
- Okula gittiğimde zil çoktan çalmıştı.
It appears that my husband is cheating on me with my friend. I want to tell her: You thieving cat!.
- Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:Sen kedi çalıyorsun!.
I am playing the guitar now.
- Şimdi gitar çalıyorum.
How well can you play guitar?
- Gitarı ne kadar iyi çalabiliyorsun?
He is guilty of stealing.
- O çalmaktan suçludur.
They must have suspected me of stealing.
- Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.
My car was stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
Mark Zuckerberg stole my idea!
- Mark Zuckerberg fikrimi çaldı!
I had my car stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
My wallet was stolen yesterday.
- Cüzdanım dün çalındı.
Tom's acknowledgement that he stole the ring cleared the maid of suspicion.
- Yüzüğü onun çaldığına dair Tom'un onayı hizmetçiyi şüpheli olmaktan kurtardı.
The phone is ringing. I'll get it.
- Telefon çalıyor. Ben bakarım.
For whom do the bells toll?
- Çanlar kimin için çalıyor?
The bells of danger toll for them.
- Onlar için tehlike çanları ağır ağır çalmaktadır.
Sami shoplifted the latex gloves.
- Sami dükkandan lateks eldivenler çaldı.
Tom didn't start to study French until he was thirty.
- Tom otuzuna kadar Fransızca çalışmaya başlamadı.
Can you help me? I can't make out how to start this machine.
- Bana yardımcı olur musun? Bu makineyi nasıl çalıştıracağımı bilmiyorum.
The tooth fairy wants to steal your teeth.
- Diş perisi sizin dişlerinizi çalmak istiyor.