I forgave the boy for stealing the money from the safe.
- Kasadan parayı çaldığı için çocuğu bağışladım.
Poverty drove him to steal.
- Yoksulluk onu çalmaya zorladı.
I was having my lunch, when the phone rang.
- Telefon çaldığında, öğle yemeğimi yiyordum.
She was just about to take a bath when the bell rang.
- Zil çaldığında tam banyo yapmak üzereydi.
The thieves stole the giant gold coin without being noticed by security guards or activating the alarm system.
- Hırsızlar güvenlik görevlileri tarafından fark edilmeden veya alarm sistemini harekete geçirmeksizin kocaman altın madeni paraları çaldılar.
The thieves made off with the jewels.
- Hırsızlar mücevherleri çaldılar.
I ran to school, but the bell had already rung.
- Okula koştum, ama zil çoktan çalmıştı.
The bell had already rung when I got to school.
- Okula gittiğimde zil çoktan çalmıştı.
It appears that my husband is cheating on me with my friend. I want to tell her: You thieving cat!.
- Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:Sen kedi çalıyorsun!.
I am playing the guitar now.
- Şimdi gitar çalıyorum.
How well can you play guitar?
- Gitarı ne kadar iyi çalabiliyorsun?
He was spotted stealing cookies.
- Kurabiyeleri çalarken belirlendi.
He is guilty of stealing.
- O çalmaktan suçludur.
I had my car stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
The police have been searching for the stolen goods for almost a month.
- Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.
My car was stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
I had my car stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
The phone is ringing. I'll get it.
- Telefon çalıyor. Ben bakarım.
Did you hear someone ring the doorbell?
- Birinin kapı zilini çaldığını duydun mu?
For whom do the bells toll?
- Çanlar kimin için çalıyor?
The bells of danger toll for them.
- Onlar için tehlike çanları ağır ağır çalmaktadır.
Sami shoplifted the latex gloves.
- Sami dükkandan lateks eldivenler çaldı.
Can you help me? I can't make out how to start this machine.
- Bana yardımcı olur musun? Bu makineyi nasıl çalıştıracağımı bilmiyorum.
Tom started the engine.
- Tom motoru çalıştırdı.
The tooth fairy wants to steal your teeth.
- Diş perisi sizin dişlerinizi çalmak istiyor.