çalım

listen to the pronunciation of çalım
Turkish - English
pass
swagger
the curved cutting edge of a scimitar
swank
side
strutting
soccer fake, faking movement
feint
trick
strut
swagger, strut, affected dignity
ostentation
swagger, strut, swank, dash, ostentation; dribble; rake, ribband line
airs

You don't have to give yourself such airs. - Bu kadar çalım satmak zorunda değilsin.

air

You don't have to give yourself such airs. - Bu kadar çalım satmak zorunda değilsin.

dash
dribble
(Askeri) rake
pomposity
loftiness
çalım satarak yürüyen
strutting
çalım satmak
to swagger
çalım satmak
cut a dash
çalım satmak
to swagger, to show off, to swank, to brag
Turkish - Turkish
Gösteriş, karşıdakini etkileme amacıyla yapılan davranış, kurum, caka: "Bundan ötürü de hâllerinde görgüsüzce bir çalım, budalaca bir durum sezilir."- H. Taner
Biraz benzeme, andırma
Bir oyuncunun topu elinden veya ayağından kaçırmadan karşısındaki oyuncuları kıvrak hareketlerle aldatıp geçmesi
Gösteriş, karşıdakini etkileme amacıyla yapılan davranış, kurum, caka
Geminin baş ile kıçı arasında inik meyil veya kıç tarafta su kesiminin altındaki dar kesim
Kılıcın keskin yanı
Geminin su kesiminden aşağı bölümünün baş ve kıç bodoslamasına doğru darlaşması
Bir oyuncunun topu elinden veya ayağından kaçırmadan karşısındaki oyuncuları kıvrak hareketlerle geçmesi
Menzil, erim
afra
afra tafra
afur tafur
yordam
afratafra
ÇALIM
(Osmanlı Dönemi) Kılıcın keskin tarafı, ağzı
ÇALIM
(Osmanlı Dönemi) Tavır, eda
alım çalım
Gösteriş, çekici hareket
çalım
Favorites