Sami hid in a dense thicket.
- Sami yoğun bir çalılık içinde saklandı.
Tom didn't notice Mary hiding in the bushes.
- Tom Mary'nin çalılıklarda saklandığını fark etmedi.
We walked through thick bushes.
- Biz yoğun çalılıkların arasından yürüdük.
We walked through thick bushes.
- Biz yoğun çalılıkların arasından yürüdük.
Hundreds of police and volunteers are searching thick bushland for a missing three-year-old boy.
- Yüzlerce polis ve gönüllü yoğun çalılık alanda üç yaşındaki kayıp çocuğu arıyor.