Administrator and moderators are working for the best language tool, Tatoeba Project.
- Yönetici ve moderatörler en iyi dil aracı Tatoeba Project için çalışıyorlar.
She had an accident while working.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
If she studied hard, she could pass the test.
- Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
If he studied hard, he could pass the exam.
- Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
His eyes stopped functioning due to old age.
- Gözleri yaşlılık nedeniyle çalışmayı durdurdu.
The machine stopped functioning.
- Makine çalışmayı kesti.
I'll try to get in touch with Tom.
- Tom'la temas kurmaya çalışacağım.
I'm trying to get in touch with her sister.
- Kız kardeşiyle temasa geçmeye çalışıyorum.
They labored in the factories.
- Onlar fabrikalarda çalıştılar.
I wish to work in the laboratory some day.
- Ben, bir gün laboratuvarda çalışmak istiyorum.
They worked jointly on this project.
- Onlar bu projede beraber çalıştılar.
I felt tired from having worked for hours.
- Saatlerce çalışmaktan yoruldum.
I'm studying English at home.
- Evde İngilizce çalışıyorum.
Why are you studying English so hard? To be an English teacher.
- Niçin çok İngilizce çalışıyorsun?İngilizce öğretmeni olmak için.
They're attempting to contact her.
- Onunla iletişim kurmaya çalışıyorlar.
He attempted to swim across the river.
- Nehri yüzerek geçmeye çalıştı.
Do you study English every day?
- Her gün İngilizce çalışıyor musun?
Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
While working, he had an accident.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
While working, she had an accident.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
How many times does the bus run each day?
- Otobüs her gün kaç kez çalışır?
They labored over the budget for the fiscal year 1997.
- Onlar 1997 mali yılı için bütçe üzerinde çalıştılar.
They labored day after day.
- Onlar üst üste her gün çalıştılar.