Administrator and moderators are working for the best language tool, Tatoeba Project.
- Yönetici ve moderatörler en iyi dil aracı Tatoeba Project için çalışıyorlar.
He had an accident while working.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
If she studied hard, she could pass the exam.
- Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
If he studied hard, he could pass the exam.
- Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
His eyes stopped functioning due to old age.
- Gözleri yaşlılık nedeniyle çalışmayı durdurdu.
The liver is no longer functioning.
- Karaciğer artık çalışmıyor.
I'll try to get in touch with Tom.
- Tom'la temas kurmaya çalışacağım.
I'm trying to get in touch with her sister.
- Kız kardeşiyle temasa geçmeye çalışıyorum.
He works in the laboratory.
- O labaratuarda çalışır.
The laborers are murmuring against their working conditions.
- İşçiler çalışma şartlarına karşı söyleniyorlar.
Child as he was, he worked hard to help his mother.
- O,çocukken,annesine yardım etmek için sıkı çalıştı.
I worked for a full 24 hours without getting any sleep.
- Hiç uyumadan tam 24 saat çalıştım.
I like studying history.
- Tarih çalışmayı severim.
I'm studying the American drama.
- Amerikan dramasını çalışıyorum.
Tom attempted to persuade Mary to go to church with him.
- Tom Mary'yi onunla birlikte kiliseye gitmek için ikna etmeye çalıştı.
Tom attempted to predict the results.
- Tom sonuçları tahmin etmeye çalıştı.
Do you study English every day?
- Her gün İngilizce çalışıyor musun?
Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
While working, she had an accident.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
While working, he had an accident.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
How many times does the bus run each day?
- Otobüs her gün kaç kez çalışır?
How many times a day does that bus run?
- O otobüs günde kaç kez çalışır?
They labored in the factories.
- Onlar fabrikalarda çalıştılar.
They labored over the budget for the fiscal year 1997.
- Onlar 1997 mali yılı için bütçe üzerinde çalıştılar.