çalışanları

listen to the pronunciation of çalışanları
Turkish - English
staffers
plural of staffer
çalışan
employee

Send me the best employees that money can buy. Money is no object. - Bana paranın satın alabileceği en iyi çalışanları gönder. Para sorun değil.

I require absolute loyalty of my employees. - Tüm çalışanlarımdan mutlak sadakat istiyorum.

çalışan
laboring
belediye çalışanları
(Politika, Siyaset) municipal officials
fabrika çalışanları
blue-collar workers
çalışan
worker

I'm just a plain office worker. - Ben sadece düz bir ofis çalışanıyım.

I am an office worker. - Ben bir ofis çalışanıyım.

çalışan
running

The girl running over there is my sister. - Orada çalışan kız kız kardeşimdir.

He's an advocate of barefoot running. - O yalınayak çalışan bir avukat.

çalışan
{s} active
çalışan
operative
çalışan
personnel
çalışan
going
çalışan
labouring
çalışan
working at
basımevi çalışanları sendikası
chapel
besin hizmeti çalışanları
(Gıda) food service employees
depo çalışanları
warehouse employees
gazete çalışanları
newspaper employees
kent çalışanları
(İnşaat) city employee
okul çalışanları ve öğrencileri
school
petrol çalışanları
petroleum workers
saha çalışanları
(İnşaat) field personnel
sekreterlik çalışanları
(Ticaret) clerical workers
çalışan
labouring [Brit.]
çalışan
working

Working men drank hard apple cider. - Çalışan erkekler sert elma şırası içtiler.

Tom currently has ten people working for him. - Tom şu anda onun için çalışan on kişiye sahip.

çalışan
working; employee, worker
üniversite çalışanları
colloge employees
Turkish - Turkish

Definition of çalışanları in Turkish Turkish dictionary

Çalışan
(Osmanlı Dönemi) SAİ
çalışanları
Favorites