Turkish - English
Definition of çal(mak) in Turkish English dictionary
- ring
- stole
- ses çal
- (Bilgisayar) play sound
- ses çal
- (Bilgisayar) play
- başına çal
- (said when refusing a present, etc.) stick it up your ass
- başına çal!
- (Konuşma Dili) Here it is. May it do you no good
- rastgele çal
- (Bilgisayar) random play
- sessiz çal
- (Bilgisayar) play mute
- vur patlasın çal oynasın eğlenmek
- to live it up, to have a wild time
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of çal(mak) in Turkish Turkish dictionary
- ÇAL
- (Osmanlı Dönemi) Bir şeyi şiddetle kapmaya delâlet eder. Meselâ: Çal-yaka: Yakasından kapmak, şiddetle yakalamak
- ÇAL
- (Osmanlı Dönemi) İsimlere önden eklenip, onun daima hareket edip oynamakta olduğuna işaret ve delâlet eder. Meselâ: Çal-at : Durduğu yerde de hareket eden at
- çal
- ihtiyar
- çal
- Taşlık yer, çıplak tepe
- çal
- Deste halindeki otu bağlamak için ottan yapılmış ip
- çal
- Ot bağlamak için ottan yapılmış ip
- çal
- Fundalıklı yer
- çal
- Ala renk