Turkish - English
Definition of çaglayan in Turkish English dictionary
- çağlayan
- {i} waterfall
- çağlayan
- chute
- çağlayan
- fall
- çağlayan
- cascade
- çağlayan
- waterfall, cascade
- çağlayan
- waterfall, cascade, falls
- çağlayan
- cataract
- çağlayan
- linn
- çağlayan
- {i} gurgling
- çağlayan
- falls
- çağlayan
- babbler
- çağlayan
- overfall
- çağlayan gibi dökülmek
- cascade
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of çaglayan in Turkish Turkish dictionary
- çağlayan
- Küçük bir akarsuyun, çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer, küçük şelâle: "Yüksekten karşıda çağlayanın şırıltısı duyuluyordu."- o. Seyfettin
- çağlayan
- Küçük bir akarsuyun, çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer, küçük şelâle
- Çağlayan
- gürlek
- Çağlayan
- çağlar
- Çağlayan
- (Osmanlı Dönemi) MEKSUB
- çağlayan
- cağıldak
Related Terms
çaglayan
Hyphenation
çağ·la·yanPronunciation
Resimler
History
Favorites