We are living in the atomic age.
- Biz atom çağında yaşıyoruz.
We often hear it said that ours is essentially a tragic age.
- Biz genellikle, bizimkinin aslında trajik bir çağ olduğunun söylenildiğini duyuyoruz.
We are in the era of atomic energy.
- Atom enerjisi çağındayız.
The revolution brought in a new era.
- Devrim yeni bir çağ getirdi.
How many times do I have to ask you to call me by my first name?
- Beni ilk adımla çağırmanı senden kaç kez istemek zorundayım?
I had a call from her for the first time in a long time.
- Uzun süredir ondan ilk kez bir çağrı aldım.
He was regarded as the greatest writer of the day.
- Çağının en iyi yazarı olarak görülüyordu.
In this day and age, life without electricity is unimaginable.
- Bu çağda elektriksiz bir hayat düşünülemez.
This book is a little out of date.
- Bu kitap biraz çağ dışı.
His ideas are up to date.
- Onun fikirleri çağdaş.
The Diaoyu Islands have been Chinese territory since ancient times.
- Diaoyu adaları çok eski çağlardan beri Çin toprağı olmuştur.
Salt was a rare and costly commodity in ancient times.
- Eski çağlarda tuz az bulunan ve maliyetli bir metaydı.