He studies contemporary literature.
- Çağdaş edebiyat okuyor.
Although many European researchers have studied ancient Persian literature in the nineteenth century, the new world is not paying attention to our contemporary literature.
- Birçok Avrupalı araştırmacılar on dokuzuncu yüzyılda eski Fars edebiyatı eğitimi almasına rağmen, yeni dünya çağdaş edebiyatımıza dikkat etmiyor.
Modern civilization rests on a foundation of science and education.
- Çağdaş uygarlık, bilim ve eğitim temeli üzerine dayanmaktadır.
Modern Greek borrowed many words from French.
- Çağdaş Yunanca, Fransızcadan birçok kelime ödünç aldı.
His ideas are up to date.
- Onun fikirleri çağdaş.
You should be more up to date.
- Daha çağdaş olmalısın.