Definition of çıkarılmak in Turkish English dictionary
- (for one person) to be brought before/to (another), be presented to (another)
- (for a food or a drink) to be offered to (a guest)
- (for a law) to be made
- (for someone's wrongdoing, mistake) to be exposed, be revealed
- (for someone) to be shown to be, be revealed to be (a bad type of person); for people to be left with the impression that (someone) is (a bad type of person): Yalancı çıkarıldı. People were made to think him a liar
- (for something) to be extended from, be stuck out of (a place)
- to be taken out to/into (a place outdoors)
- (for something) to be produced in (a place)
- (Matematik) (for one amount) to be subtracted from (another)
- to be removed (from); to be extricated (from); to be extracted (from); to be pulled out (of); to be brought out (from); (for a student) to be expelled (from); (for a worker) to be fired; (for a tenant) to be evicted
- (for someone's living) to be made from, be earned from (a specified job)
- (for a row, a quarrel) to be started; (for a difficulty) to be created
- to be unloaded (from)
- (for something new) to be created
- (Askeriye) (for a force) to be landed on (a shore)
- (for something) to be vomited up, be thrown up, be spewed up
- (for a stain) to be removed, be taken out
- (for a piece of clothing) to be taken off, be removed; (for a hat) to be doffed
- to be made to climb up on (something); to be made to go up to (a higher place); to be put in/on (a higher place)
- (for one person's anger, frustration, negative emotion) to be vented on, be taken out on (another)
- cut from
- çıkarılmak üzere
- less
- çık
- drop out of
- çık
- (Bilgisayar) break
I left home without having breakfast yesterday.
- Ben dün kahvaltı etmeden evden çıktım.
I went for a walk after breakfast.
- Kahvaltıdan sonra yürüyüşe çıktım.
- çık
- (Bilgisayar) escape
Her name often escapes me.
- Onun adı sık sık hatırımdan çıkıyor.
They wanted to escape on vacation.
- Tatile çıkmak istediler.
- çıkarılma
- removal
- çıkarılma
- abstraction
- çık
- {f} exit
The exit flowrate is proportional to the pressure difference around the exit valve.
- Çıkıştaki akış hızı, çıkış kapakçığının etrafındaki basınç farkıyla orantılıdır.
Emergency exits must be kept free of blockages for public safety.
- Acil çıkış yolları, kamu güvenliği için tıkanıklıklardan uzak tutulmalıdır.
- çık
- got out
When I got out of prison, Tom helped me get back on my feet.
- Hapishaneden çıktığımda, Tom tekrar ayaklarımın üstünde durmama yardımcı oldu.
The argument quickly got out of control.
- Tartışma hızla kontrolden çıktı.
- çık
- {f} exited
Sami exited the underground parking lot.
- Sami yeraltı otoparkından çıktı.
The old woman exited the bus.
- Yaşlı kadın otobüsten çıktı.
- çık
- went forth
- çık
- go out
Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
- Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
I can't go out because I have a lot of homework.
- Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
- çık
- move up
- çık
- emerge
The robber emerged from the darkness.
- Karanlıktan bir soyguncu ortaya çıktı.
Emergency exits must be kept free of blockages for public safety.
- Acil çıkış yolları, kamu güvenliği için tıkanıklıklardan uzak tutulmalıdır.
- çık
- gone forth
- çık
- took off for
- çık
- go forth
- çık
- emanate
- çık
- take off for
- çık
- taken off for
- çık
- get out
They'll get out of class in forty minutes.
- Kırk dakika içerisinde sınıftan çıkacaklar.
By the time you get out of prison, she'll have been married.
- Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.
- çıkarılma
- expulsion
- çıkarılma
- exclusion
- açıka çıkarılmak
- to be dismissed from work, be fired
- eksiltmeye çıkarılmak
- (for a work) to be put up to tender
- ihaleye çıkarılmak
- (for bids for a contract) to be accepted: Metronun inşaatı 1 Nisandan itibaren ihaleye çıkarılacak. Bids for the subway contract will be accepted beginning April first. Bu iş ne zaman ihaleye çıkarılacak? When will bids for the job be accepted?
- işten çıkarılmak
- get the gate
- işten çıkarılmak
- get it in the neck
- işten çıkarılmak
- to get the boot, to get the sack, to be dismissed
- çürüğe çıkarılmak
- be invalided out
- çürüğe çıkarılmak
- to be invalid out of the army
- çık
- quit
Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly.
- Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
- çık
- exeunt
- çıkarılma
- protrusion
- çıkarılma
- (Hukuk) (üyelikten) expulsion