çürütme

listen to the pronunciation of çürütme
Turkish - English
decay
refutation
confutation
decomposition
decay, corrosion
rebuttal
rebuttal, refutation
(Denizbilim) digestion
(Askeri) rot
corrosion
{i} confuting
{i} refuting
disproof
rebutment
çürütme çukuru
septic tank
çürütmek
{i} disproof
çürütmek
debunk
çürütmek
bruise
çürütmek
negate
çürütmek
fret
çürü
putrefy
çürü
{f} rotten

I smell something rotten. - Çürük bir şeyin kokusunu alıyorum.

Half of the apple was rotten. - Elmanın yarısı çürümüştü.

çürü
rott
çürü
{f} rot

Tom asked Mary to throw the rotten apple into the garbage. - Tom Mary'nin çürük elmayı çöpe atmasını rica etti.

I smell something rotten. - Çürük bir şeyin kokusunu alıyorum.

çürü
molder
çürü
become putrid
çürü
{f} blighted
çürü
go bad
çürü
{f} rotting

That smell could be rotting meat. - O koku çürüyen et olabilir.

A stench emanated from the rotting corpses. - Çürüyen cesetlerden pis bir koku yayıldı.

çürütmek
refute

The scientific truth of evolution is so overwhelmingly established, that it is virtually impossible to refute. - Evrimin bilimsel gerçeği o kadar büyük bir çoğunlukla kuruldu ki onu çürütmek neredeyse imkansızdır.

I don't want to refute this outworn idea. - Bu çağ dışı fikri çürütmek istemiyorum.

çürütmek
rot
çürütmek
decompose
çürütmek
decay
çürütmek
putrefy
çürütmek
disprove
çürütmek
eat into sth
çürütmek
perish
çürütmek
rebut
çürütmek
invalidate
çürütmek
corrode
yaralama, bir görüşü çürütme
injury, a rebuttal opinion
çürütmek
confuting
çürü
{f} blight
çürü
moulder
çürü
(Biyoloji) decay

The apple has begun to decay. - Elma çürümeye başladı.

Fruits decay in the sun. - Meyveler güneşte çürür.

çürütmek
corrupt
çürütmek
to rebut, refute (another's argument)
çürütmek
cause to rot
çürütmek
molder
çürütmek
contuse
çürütmek
stultify
çürütmek
explode
çürütmek
(tez) pick to pieces
çürütmek
confute
çürütmek
controvert
çürütmek
to make (something) decay
çürütmek
canker
çürütmek
to decay, to rot, to putrefy, to decompose; to bruise, to contuse; to refute, to explode, to disprove, to rebut
çürütmek
moulder
çürütmek
to season, age (meat)
çürütmek
mortify
Turkish - Turkish
Çürütmek işi
cerh
Çürütmek
cerh etmek
çürütmek
Bayatlatıp gevrek bir duruma getirmek
çürütmek
Çürümesine sebep olmak
çürütmek
Doğru olarak ileri sürülen bir düşüncenin, bir davanın boşluğunu, anlamsızlığını ortaya koymak
çürütmek
Eti bayatlatıp gevrek bir duruma getirmek
çürütme
Favorites