çürütücülük

listen to the pronunciation of çürütücülük
Turkish - English
corrosiveness
Such property in some immaterial agent
The quality or property of corroding or being corrosive, of eating away or disintegrating; acrimony
{n} the quality of being corrosive
Some property characteristic of a corrosive substance, as its taste
{i} state or quality of being corrosive; destructiveness
çürü
putrefy
çürü
{f} rotten

Half of these apples are rotten. - Bu elmaların yarısı çürümüş.

Half of the apple was rotten. - Elmanın yarısı çürümüştü.

çürü
rott
çürü
{f} rot

He could not by any means tolerate the ghastly smell of rotting onion. - O, hiçbir şekilde berbat çürüyen soğan kokusuna tahammül edemedi.

This food smells rotten. - Bu gıda çürük kokuyor.

çürü
molder
çürü
become putrid
çürü
{f} blighted
çürü
go bad
çürü
{f} rotting

It smells like something's rotting. - Bu bir şeyin çürümesi gibi kokuyor.

He could not by any means tolerate the ghastly smell of rotting onion. - O, hiçbir şekilde berbat çürüyen soğan kokusuna tahammül edemedi.

çürü
{f} blight
çürü
moulder
çürü
(Biyoloji) decay

Fruits decay in the sun. - Meyveler güneşte çürür.

Salt helps to preserve food from decay. - Tuz yiyeceği çürümekten korumak için yardımcı olur.

çürütücülük
Favorites