çöplü

listen to the pronunciation of çöplü
Turkish - English
(a fruit) whose stem or stalk has not been removed; (dry rice, chickpeas, etc.) which contains/contain refuse, which has/have not been looked
çöp
garbage

Tom asked Mary to throw the rotten apple into the garbage. - Tom Mary'nin çürük elmayı çöpe atmasını rica etti.

The boy I saw searching through the garbage can said that he had not eaten anything for four days. - Çöp tenekesini incelediğini gördüğüm çocuk dört gündür bir şey yemediği söyledi.

çöp
trash

Tom tossed the soda can into the trash. - Tom soda tenekesini çöpe attı.

There are four trash cans in the school: one for paper, one for plastic, and two more for glass and metal. - Okulda dört çöp kutusu vardır: kağıt için bir, plastik için bir ve cam ve metal için iki tane daha.

çöp
{i} rubbish

Get the rubbish out of the building. - Çöpü binadan çıkarın.

Throw the egg shells in the organic rubbish bin. - Yumurta kabuklarını organik çöp tenekesine atın.

çöp
litter

The public is requested not to litter in these woods. - Vatandaşların ormana çöp dökmemeleri rica olunur.

Due to his littering offense, he was forced to 10 hours community service. - Onun çöp suçu nedeniyle, o 10 saat toplum hizmeti yapmak zorunda kaldı.

çöp
waste

Tom emptied the waste basket. - Tom çöp kutusunu boşalttı.

Tons of waste are produced every day in the country. - Ülkede her gün tonlarca çöp üretilir.

çöp
leavings
çöp
junk

Tom needs to get rid of a lot of junk. - Tom'un bir sürü çöpten kurtulması gerekiyor.

çöp
chip
çöp
discard
çöp
{i} refuse
çöp
garbage (especially animal or vegetable refuse); trash, rubbish
çöp
dregs
çöp
brushing
çöp
wastes
çöp
sweepings
çöp
waste matter
çöp
scraping
çöp
stalk
çöp
waste product
çöp
(Gıda) wooden skewer
çöp
rejectamenta
çöp
waste material
çöp
dust
çöp
comp. garbage
çöp
straw

Tom drew the shortest straw. - Tom en kısa çöpü çekti.

A drowning man will catch at a straw. - Boğulan bir insan saman çöpünü tutmaya çalışır.

çöp
stalk or stem (of a fruit)
çöp
mullock
çöp
very small twig; chip of wood
çöp
litter, trash
çöp
piece of refuse (found in unlooked dry rice, chickpeas, etc.)
çöp
chip, straw; sweepings, litter, rubbish, garbage, refuse; matchstick; stalk
çöp
crud
çöp
crap
çöp
sludge
çöp
chaff
Turkish - Turkish
Çöple, süprüntüyle karışmış
Sapı olan
Çöp
(Osmanlı Dönemi) ÇUB
çöp
Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası
çöp
Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası: "Köşk o kadar sessizdi ki, yere bir kibrit çöpü düşse çıkardığı ses işitilebilirdi."- P. Safa
çöp
Yararsız, pis veya zararlı olduğu için atılan ufak tefek şeylerin hepsi
çöplü
Favorites