çöpçü

listen to the pronunciation of çöpçü
Turkish - English
refuse collector
garbage man
dustman
scavenger
street sweeper, scavenger, dustman, garbage man
streetcleaner
street sweeper, street cleaner, person whose job is to sweep the streets and sidewalks
garbageman
garbageman, Brit. dustman
sweeper
litter bearer
dustmen
çöp
garbage

Getting rid of garbage has become a major headache for the authorities. - Çöpten kurtulmak yetkililer için büyük bir baş belası haline gelmiştir.

In her home, kitchen garbage was fed to the pigs. - Onun evinde,domuzlar mutfak çöpüyle beslenirdi.

çöp
trash

In retrospect, it may seem obvious that we shouldn't have been burning our trash so close to our house. - Geçmişe bakıldığında, çöplerimizi evlerimize çok yakın yakmamamız gerektiği apaçık ortadadır.

Tom tossed the soda can into the trash. - Tom soda tenekesini çöpe attı.

çöp
{i} rubbish

Please take your rubbish with you and dispose of it thoughtfully. - Lütfen çöpünü yanına al ve onu özenli bir şekilde at.

Don't throw these documents in the rubbish! - Bu belgeleri çöpe atmayın!

çöpçü balığı
(Hayvan Bilim, Zooloji) Pepper cory, peppered cory, peppered cat (Corydoras paleatus)
çöp
litter

The public is requested not to litter in these woods. - Vatandaşların ormana çöp dökmemeleri rica olunur.

Due to his littering offense, he was forced to 10 hours community service. - Onun çöp suçu nedeniyle, o 10 saat toplum hizmeti yapmak zorunda kaldı.

çöp
waste

Please put your waste in the bins outside. - Lütfen çöpünü dışarıdaki çöp kutularına koy.

Tom emptied the waste basket. - Tom çöp kutusunu boşalttı.

çöp
leavings
çöp
junk

Tom needs to get rid of a lot of junk. - Tom'un bir sürü çöpten kurtulması gerekiyor.

çöp
chip
çöp
discard
çöp
{i} refuse
çöp
garbage (especially animal or vegetable refuse); trash, rubbish
çöp
dregs
çöp
brushing
çöp
wastes
çöp
sweepings
çöp
waste matter
çöp
scraping
çöp
stalk
çöp
waste product
çöp
(Gıda) wooden skewer
çöp
rejectamenta
çöp
waste material
çöp
dust
çöp
comp. garbage
çöp
straw

A drowning man will catch at a straw. - Boğulan bir insan saman çöpünü tutmaya çalışır.

Tom drew the shortest straw. - Tom en kısa çöpü çekti.

çöp
stalk or stem (of a fruit)
çöp
mullock
çöp
very small twig; chip of wood
çöp
litter, trash
çöp
piece of refuse (found in unlooked dry rice, chickpeas, etc.)
çöp
chip, straw; sweepings, litter, rubbish, garbage, refuse; matchstick; stalk
çöp
crud
çöp
crap
çöp
sludge
çöp
chaff
Turkish - Turkish
Evlerden çöpleri toplayan veya sokakları süpüren temizlik işçisi
Çöp
(Osmanlı Dönemi) ÇUB
çöp
Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası
çöp
Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası: "Köşk o kadar sessizdi ki, yere bir kibrit çöpü düşse çıkardığı ses işitilebilirdi."- P. Safa
çöp
Yararsız, pis veya zararlı olduğu için atılan ufak tefek şeylerin hepsi