Turkish - English
Definition of çökelme in Turkish English dictionary
- precipitation
- chem. precipitation
- sedimentation
- precipitate
- precipitator
- {i} precipitating
- precipitateness
- depositional
- (Nükleer Bilimler) settling
- subsidence
- {i} settlement
- çökelme sertleşmesi
- precipitation hardening
- çökel
- (Kimya) precipitate
- çökel
- impure
- çökel
- {f} precipitating
- alyuvar çökelme hızı {f}
- erythrocyte sedimentation rate (f)
- çökelmek
- {f} precipitate
- basit çökelme
- plain sedimentation
- elektrostatik çökelme
- electrostatic precipitation
- eşısıl çökelme
- isothermal precipitation
- heterojen çökelme
- heterogeneous precipitation
- izotermal çökelme
- isothermal precipitation
- çökel
- deposit, sediment
- çökel
- chem. precipitate
- çökel
- prov. sediment
- çökel
- {i} sediment
- çökelmek
- settle
- çökelmek
- chem. to precipitate
- çökelmek
- subside
- çökelmek
- sample out
- çökelmek
- to settle, to precipitate
- çökelmek
- deposit
- çökelmek
- gravitate
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of çökelme in Turkish Turkish dictionary
- Çökelmek işi
- teressüp
- çökel
- Çökelti, rüsup
- çökel
- Taşan bir suyun çekildikten sonra bıraktığı tortu
- çökel
- Taşan bir suyun çekildikten sonra bıraktığı tortu. Çökelti
- çökel
- Sabandaki çamuru temizlemeye yarayan alet
- çökelmek
- Bir ayıracın yardımıyla sıvı dibine çökmek, teressüp etmek
- çökelmek
- Bir sıvının içinde erimiş olan katı bir madde bir ayıracın yardımıyla sıvı dibine çökmek, teressüp etmek
Related Terms
çökelme
Hyphenation
çö·kel·mePronunciation
Resimler
Favorites