Endişeli görünüyorsun.
- You look apprehensive.
O, performansı ile ilgili eleştiri alma hakkında endişeli.
- She was apprehensive about receiving criticism of her performance.
Hata yapmaktan korkan kişiler İngilizce konuşmada gelişme kaydedemez.
- People who are afraid of making mistakes will make no progress in English conversation.
Korkan tek kişi sen değilsin.
- You're not the only one who's afraid.
O korkmuş hissetmeye başladı.
- He began to feel afraid.
Başarısız olmandan korkmuştum.
- I was afraid that you had failed.
Korkarım yanlış bir numara çevirdiniz.
- I'm afraid you have dialed a wrong number.
Nancy köpeklerden korkar.
- Nancy is afraid of dogs.