Çin'in tarihi Japonya'nınkinden daha eskidir.
- The history of China is older than that of Japan.
Arabamız sizinkinden üç yıl daha eski.
- Our car is three years older than yours.
Daha modern binalar daha eskilerden daha güvenlidir.
- More modern buildings are safer than older ones.
Bakım onun görünüşünü on yaş büyük yaptı.
- Care has made her look ten years older.
Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir.
- A new study suggests that hospital records for patients older than 65 are often incorrect, which may lead to serious treatment errors.
Hangisi daha eskidir, bu kitap mı yoksa şu mu?
- Which is older, this book or that one?
Hangi kitap daha eskidir, bu mu yoksa şu mu?
- Which book is older, this one or that one?
İhtiyar heyeti onu köyden kovmaya karar verdi.
- The elders decided to expel him from the village.
Yaşlılarınıza karşı kibar olmalısınız.
- You must be polite to your elders.
Gençler yaşlılarına saygı duymalıdır.
- Young people should respect their elders.
O genç görünüyor, ama o aslında senden daha yaşlıdır.
- She looks young, but she's actually older than you are.
Ken Seiko'dan daha yaşlı.
- Ken is older than Seiko.
You must respect your elders.
- Du musst Älteren Achtung entgegenbringen.
Young people should respect their elders.
- Junge Menschen sollten Respekt vor Älteren haben.