Az önce söylediklerime ilave etmek istediğin bir şey var mı?
- Is there anything you want to add to what I just said?
Daha sonra yapmak istediğimiz şey biraz tuz ilave etmek.
- What we want to do next is add some salt.
Sayıları toplamak çok mutlu edicidir.
- Adding up numbers is very uplifting.
Hesap makinesi kullanarak sayıları toplamak kolaydır.
- It is easy to add numbers using a calculator.
Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın.
- You have added a comment, not a translation. To add a translation, click on the «あ→а» icon above the sentence.
Yorum eklemek kodu okumayı daha kolay hale getirir.
- Adding comments makes it easier to read the code.
Biraz daha biber ekle.
- Add a little more pepper.
Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın.
- You have added a comment, not a translation. To add a translation, click on the «あ→а» icon above the sentence.
Çocuk nasıl toplama yapılacağını bile bilmiyor.
- The child does not even know how to add.
Toplamayı severim ama çıkarmayı değil.
- I like addition but not subtraction.
Açılış konuşması tek başına bir saat sürdü.
- The opening address alone lasted one hour.
O yakında tekrar yazacağını mektubunda ekledi.
- She added in her letter that she would write again soon.
Katılımcıların başkalarına saygılı cümleler eklemeleri gerekir.
- Contributors should add sentences that are respectful of others.
O, sadece ateşe yakıt ekler.
- It only adds fuel to the fire.
Birkaç son rötuş eklerim.
- I add a few finishing touches.
Telifli kaynaklardan cümleler eklemeyin.
- Don't add sentences from copyrighted sources.
Yorum ekleme kod okumayı kolaylaştırır.
- Adding comments makes the code easier to read.
Biraz daha tuz ilave edelim mi?
- Shall we add a bit more salt?
Komiteye bir kadın ilave ettiler.
- They added a woman to the committee.
Yorum eklemek kodu okumayı daha kolay hale getirir.
- Adding comments makes it easier to read the code.
Bir tutam biber eklemeye ne dersin?
- How about adding a touch of pepper?
Bir çay kaşığı kırmızı biber ekle.
- Add one teaspoon of paprika.
Bu sayıları toplayın.
- Add up these figures.
Lütfen sayıları toplayınız.
- Please add up the numbers.
Az önce söylediklerime ilave etmek istediğin bir şey var mı?
- Is there anything you want to add to what I just said?
İyi bir kafa ve iyi bir kalp her zaman müthiş bir kombinasyondur. Fakat buna bir okuryazar dil ya da kalem eklediğinizde, o zaman çok özel bir şeyiniz vardır.
- A good head and a good heart are always a formidable combination. But when you add to that a literate tongue or pen, then you have something very special.
Lütfen Tom'un adını listeye ekleyin.
- Please add Tom's name to the list.
Tom adını dansa katılmak isteyenlerin listesine ekledi.
- Tom added his name to the list of people who wanted to attend the dance.
Bu ID ile geçen cümleler Tatoeba Projesine katkıda bulunanlar tarafından eklenen cümlelerdir.
- Sentences past this ID are sentences added by contributors of Tatoeba Project.
Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın.
- You have added a comment, not a translation. To add a translation, click on the «あ→а» icon above the sentence.
Yorum eklemek şifreyi okumayı daha kolay hale getirir.
- Adding comments makes reading the code easier.
Yorum eklemek kodu okumayı daha kolay hale getirir.
- Adding comments makes it easier to read the code.
Tatoeba'ya örnekler ekliyorum.
- I am adding examples to Tatoeba.
Bu web sitesine niçin cümle ekliyorsunuz?
- Why are you adding sentences to this website?
After engaging the boss for one minute, two adds will arrive from the back and must be dealt with.
He added that he would willingly consent to the entire abolition of the tax. - William Macaulay.
I will add to your yoke. - 1 Kings 12:14.
As easily as he can add together the ideas of two days or two years. - John Locke.
The Lord shall add to me another son. - Genesis, 30:24.
and that he ſhould never ceaſe to lament the loſs of me, they, to add fuel to fire, under a feigned ſolicitude to alleviate his majeſty's diſquiet, began to praiſe with the utmoſt ardour, my great abilities.
The first consul continued to add fuel to the fire.
As if the hostile takeover weren't enough, to add insult to injury they scrapped ninety percent of our products and replaced them with their own.
The secretary offered a full typing and copying service for theses with the option of binding as an add on.
His story just doesn't add up. Why would he have been at the restaurant the day before the event?.
If you can save even a couple of dollars per day, it will add up to a lot over a year.
Add up the prices and find out how much it will cost.
The new Web site will really add value for our customers.
They told me I was too old for the job, and then to add insult to injury, they refused to pay my expenses!.
... relationship with the international community. I'd also add, though, that just as we're concerned ...
... For example, with the simple menu item, I can add a Google ...