Tom'un İngilizcesi zaman zaman oldukça iyi görünsede, o sınırlarını biliyor gibi görünmüyor ve o bir hata yaptığında onu hatalı olduğuna ikna etmek imkansızdır.
- Though Tom's English seems quite good at times, he doesn't seem to know his limitations and it's impossible to convince him that he's wrong when he makes a mistake.
Haritaya güvenmeme rağmen o hatalıydı.
- Although I trusted the map, it was mistaken.
Hatalar yapmaktan korkmayın.
- Don't be afraid to make a mistake.
Haritaya güvenmeme rağmen o hatalıydı.
- Although I trusted the map, it was mistaken.
Yanlışlıkla onun şemsiyesini aldım.
- I took his umbrella by mistake.
Faturamda bir yanlışlık olduğunu düşünüyorum.
- I think there's a mistake in my bill.
Eğer ikinci dilinden anadiline çeviri yaparsan, bu durumun tersine tercihen, hata yapma olasılığın daha az olur.
- If you translate from your second language into your own native language, rather than the other way around, you're less likely to make mistakes.
Yanlışlıkla ters yöne giden bir trene bindim.
- By mistake I boarded a train going in the opposite direction.
Testte kötü bir hata yaptım.
- I made a bad mistake on the test.
Görevini kötüye kullanmaktan çekinmez.
- He is not ashamed of his misconduct.