Onu izlemek sancılıydı.
- That was painful to watch.
Bu son derece sancılıydı.
- It was terribly painful.
Bu acıya dayanamıyorum.
- I can't stand this pain.
Karnında herhangi bir acı hissediyor musun?
- Do you feel any pain in your stomach?
Sırtımda kötü bir ağrım var.
- I have a bad pain in my back.
Sonunda hastaneye gitmeden önce, Tom ağrıya birkaç hafta dayandı.
- Tom put up with the pain for a couple of weeks before finally going to the hospital.
Cézanne doğanın yeni bir biçimde nasıl resmedileceğini biliyordu.
- Cézanne knew how to paint nature in a new way.
Fransız ekmeği lezzetlidir.
- French bread is delicious.
Fransız ekmeği Brezilya'da çok popülerdir.
- French bread is very popular in Brazil.
Emeksiz kazanç olmaz.
- No gains without pains.