(with the) ­something that is worst

listen to the pronunciation of (with the) ­something that is worst
English - Turkish

Definition of (with the) ­something that is worst in English Turkish dictionary

worst
(isim) en kötüsü, en kötü durum
worst
{f} yenmek
worst
yün iplik
worst
en kötü

Tom, kendisinin en kötü düşmanı. - Tom is his own worst enemy.

Geçen yaz oldukça soğuktu, ve pirinç ekini on yıl içinde en kötüydü. - It was exceptionally cold last summer, and the rice crop was the worst in 10 years.

worst
en kötü şey

Olabilecek en kötü şeyi düşünelim. - Let's consider the worst that could happen.

Şimdiye kadar yaptığın en kötü şey nedir? - What's the worst thing you've ever done?

worst
en kötü şekilde

Bize en kötü şekilde ihanet edenler her zaman bizim için gözde olanlardır. - Those who betray us in the worst way are always those who are dearest to us.

worst
en kötü biçimde
worst
üstün gelmek
worst
{s} en kötü, en fena. i
worst
adamakıllı
worst
{i} en kötü durum

En kötü durum senaryosunda elimizden geldiği kadar mutlu görünmek zorunda kalacağız. - In the worst case scenario we'll just have to look as happy as we can.

En kötü durum senaryosu nedir? - What's the worst case scenario?

worst
{f} alt etmek
worst
en fena şekilde
worst
en fena surette
worst
(Tekstil) (yarn) yün iplik , kamgarn iplik
worst
en fenası
worst
fena halde
English - English
worst

None of these photographs of me are good, but this one is definitely the worst.

(with the) ­something that is worst
Favorites