Definition of (sports) an official who keeps track of the time elapsed in English Turkish dictionary
- timekeeper
- {i} kronometre
Bir kronometreye ihtiyacımız var.
-We need a timekeeper.
- timekeeper
- {i} iş saatlerini yazan alet
- timekeeper
- zaman hakemi
- timer
- (Gıda) zaman saati
- timekeeper
- sögen hakemi
- timekeeper
- zaman kaydedici
- timer
- saat hakemi
- timer
- kronometre
Kol saatleri, duvar saatleri, dijital saatler, altın saatler, guguklu saatler, kuvars saatler, kronometreler, zamanlayıcı ve kule saatleri de dahil olmak üzere saatlerin birçok farklı türleri vardır.
-There are many different kinds of clocks, including wristwatches, wall clocks, digital watches, gold watches, cuckoo clocks, quartz watches, stopwatches, timer and tower clocks.
Tom kronometreyi başlattı.
-Tom started the timer.
- timer
- Zamanlayıcı
Tom zamanlayıcıyı durdurdu.
-Tom stopped the timer.
Sanırım Tom'a bir yumurta zamanlayıcı vereceğim.
-I think I'll give Tom an egg timer.
- timekeeper
- zaman tutucu
- timekeeper
- zaman göstergesi
- timekeeper
- saat tutan kimse
- timekeeper
- {i} saat hakemi
- timer
- {i} zaman ölçer
- timer
- zaman tutucu
- timer
- {i} ateşleme distribütörü
- timer
- {i} saat
Kol saatleri, duvar saatleri, dijital saatler, altın saatler, guguklu saatler, kuvars saatler, kronometreler, zamanlayıcı ve kule saatleri de dahil olmak üzere saatlerin birçok farklı türleri vardır.
-There are many different kinds of clocks, including wristwatches, wall clocks, digital watches, gold watches, cuckoo clocks, quartz watches, stopwatches, timer and tower clocks.
Saat çalmaya başladı mı?
-Did the timer go off?
- timer
- (isim) kronometre, saat, zaman ölçer, saat hakemi, deklanşör, ateşleme distribütörü
Related Terms
Definition of (sports) an official who keeps track of the time elapsed in English English dictionary
- timer
- timekeeper