Bizim ve komşunun avlusu arasındaki sınırı işaretlemek için bir çit vardır.
- There is a fence marking the boundary between our yard and the neighbor's.
Bu nehir, iki il arasındaki sınırı oluşturur.
- This river forms the boundary between the two prefectures.
Evlilikte vermek ve almak eşit olması gerekir.
- In marriage there should be equal give and take.
Esperanto ile diğer ülkelerden gelen insanlarla eşit olarak iletişim kurabilirsiniz.
- With Esperanto you can communicate equally with people from other countries.
Onlar aynı derecede zor taleplerde bulundular.
- They made equally tough demands.
Tom aynı derecede suçludur.
- Tom is equally guilty.