(n ) see bounding box

listen to the pronunciation of (n ) see bounding box
English - Turkish

Definition of (n ) see bounding box in English Turkish dictionary

extent
müsadere
extent
(Nükleer Bilimler) büyüklük
extent
{i} kapsam
extent
{i} uzunluk
extent
{i} ölçü

Bir ölçüde Psikoloji öğrenimi yaptım. - I have studied Psychology to some extent.

Tom Mary'nin sorununu bir ölçüde anlayabilir. - Tom can understand Mary's problem to some extent.

extent
kaplam
extent
uzam
extent
to the full extent of his power elinden geldiği kadar
extent
derece

Bir dereceye kadar seninle aynı fikirdeyim. - To some extent I agree with you.

Söylenti bir dereceye kadar doğru. - The rumor is true to some extent.

extent
alan
extent
boy

Birinin cehaletinin boyutunu bilmek önemlidir. - It is important to recognize the extent of one's ignorance.

Dan, Linda'nın suç tarihinin boyutunu bilmiyor. - Dan doesn't know the extent of Linda's criminal history.

extent
miktar

Söylediğini bir miktar kabul ediyorum. - I accept what you say to some extent.

extent
(isim) uzunluk, genişlik, yükseklik, alan, boyut, kapsam, derece, ölçü
extent
uzanma
extent
saha
extent
to a great extent büyük çapta
extent
musadere emirnamesi
English - English
extent
(n ) see bounding box
Favorites