(kani)

listen to the pronunciation of (kani)
English - Turkish

Definition of (kani) in English Turkish dictionary

crab
yengeç

Avrupalı yeşil yengeçler Kuzey Amerika'yı istila ediyor. - European green crabs are invading North America.

Bir balıkçıl, bir yengeç, çok sayıda balık ve diğer canlılar bir havuzda yaşardı. - A heron, a crab, lots of fish and other creatures used to live in a pond.

crab
kasık biti
crab
sızlanmak
crab
şikayet etmek
crab
dırdır etmek
crab
eleştirmek
crab
şikâyet etmek
crab
aksi ve huysuz kimse
crab
{i} pavurya
crab
{f} kusur bulmak
crab
(isim) yengeç; pavurya; vinç; sızlanma; mızmızlık, mızmız; homurdanma; her şeye kusur bulan kimse
crab
catch a crab kürek çekerken sandalın dengesini kaybetmek
crab
{i} her şeye kusur bulan kimse
crab
sea crab çağanoz
crab
{i} homurdanma
crab
crab apple yaban elması
crab
{i} mızmızlık
crab
{i} mızmız
crab
{f} mızırdanmak, homurdanmak, sızlanmak, sızıldanmak
Turkish - Turkish

Definition of (kani) in Turkish Turkish dictionary

KANİ
(Hukuk) İkna olmuş; inanmış; kanaat sahibi olmuş
KANİ'
(Osmanlı Dönemi) Kanmış. İnanmış. Tatmin olmu
KANİ'
(Osmanlı Dönemi) (A, uzun okunur) Kanaat eden. Kendinde olan helâla razı olup, başkasının hiçbir şeyine göz dikmeyen
KÂNİ
(Osmanlı Dönemi) (Kinaye. den) Dokunaklı ve iğneli söz söyleyen. Kinayeli konuşan
kani
Hızarcı tezgahı
kani
Kinayeli konuşan, dokunaklı ve iğneli söz söyleyen
kani
Kanmış, inanmış
kani olmak
İnanmak, kanmak
English - English
crab