The weather was hot. And pretty humid.
- Hava sıcaktı. Ve hava oldukça nemliydi.
Luckily, the weather turned out fine.
- Çok şükür hava düzeldi.
The weather outlook for tomorrow is not good.
- Yarın için hava durumu iyi değil.
The weather forecast is not necessarily reliable.
- Hava durumu tahmini mutlaka güvenilir değildir.
I'm at the airport now.
- Şimdi havaalanındayım.
Water is as precious as air.
- Su da hava kadar değerlidir.
She spoke with me in English in order to show off.
- Hava atmak için benimle İngilizce konuştu.
Tom just wanted to show off.
- Tom sadece hava atmak istedi.
These containers are airtight.
- Bu konteynerler hava geçirmezler.
Preserves must be stored in a jar with an airtight seal.
- Konserveler hava geçirmez bir conta ile kavanozda saklanmalıdır.
Today's weather forecast says that it is likely to be fine tomorrow.
- Bugünkü hava durumu tahmini yarın havanın muhtemelen iyi olacağını söylüyor.
The weather forecast says it will be cooler tomorrow.
- Hava durumu yarın daha soğuk olacağını söylüyor.
The senior citizens' spirits were high in spite of the bad weather.
- Yaşlıların ruhları kötü havaya rağmen yüksekti.
The naughty girl assumed an air of innocence.
- Yaramaz kız bir masum havası üstlendi.
The weather service has issued a severe weather warning.
- Hava hizmeti şiddetli hava uyarısı yayınladı.
Is there bus service to the airport?
- Havalimanına otobüs servisi var mı?
He will soon get used to the climate here.
- Yakında buradaki havaya alışacaktır.
The climate here is colder than I expected.
- Hava burada umduğumdan daha soğuk.
Olumsuz hava koşulları nedeniyle okullar tatil edildi. - Due to inclement weather schools were cancelled.
A cold wave hit this district.
- Bir soğuk hava dalgası bu bölgeyi vurdu.
A cold wave passed over Japan.
- Bir soğuk hava dalgası Japonya üzerinden geçti.