(d) very severe; violent; as, intense pain or anguish

listen to the pronunciation of (d) very severe; violent; as, intense pain or anguish
English - Turkish

Definition of (d) very severe; violent; as, intense pain or anguish in English Turkish dictionary

intense
{s} yoğun

Aylardan temmuzdu. Isı yoğundu. - It was July. The heat was intense.

Tom çok yoğun bir kişi. - Tom is a very intense person.

intense
{s} kuvvetli
intense
{s} dikkatli
intense
{s} aşırı
intense
{s} şiddetli

O gerçekten şiddetliydi. - That was really intense.

Bu şiddetli ısı sizi rahatsız ediyor gibi görünmüyor. - This intense heat doesn't seem to bother you.

intense
kuvvetle
intense
{s} ciddi olan (kimse)
intense
intensely şiddetle
intense
azışık
intense
yüksek derecede vukubulan
intense
güçlü
intense
heyecanlı
intense
ateşli
intense
ateşli/şiddetli
intense
{s} şiddetli, kuvvetli, keskin, hararetli
intense
(sıfat) şiddetli, aşırı, son derece, kuvvetli, koyu, yoğun, dikkatli, etkileyici, çarpıcı, istekli
intense
intenseness şiddet
intense
kuvvetlilik
English - English
intense
(d) very severe; violent; as, intense pain or anguish
Favorites