Fırtınanın durması söyle dursun, çok daha fazla yoğunlaştı.
- Far from stopping, the storm became much more intense.
Tom çok yoğun bir kişi.
- Tom is a very intense person.
Bu kadar şiddetli ağrıyı nasıl görmezden gelebilirim?
- How can I ignore pain this intense?
Bu şiddetli ısı sizi rahatsız ediyor gibi görünmüyor.
- This intense heat doesn't seem to bother you.