Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

(2) a coastal ice cliff

listen to the pronunciation of (2) a coastal ice cliff
English - Turkish

Definition of (2) a coastal ice cliff in English Turkish dictionary

blink
yanıp sönmek
blink
yanıp sönmek (ışık)
blink
göz kırpıştırmak
blink
(Bilgisayar) yansön
blink
yanıp sönen

Konsolda yanıp sönen bazı kırmızı ışıklar var. - There are some red lights blinking on the console.

O küçük yanıp sönen ışık nedir? - What's that little blinking light?

blink
(ışık) yanıp sönmek
blink
(göz) kırpmak/kırpıştırmak
blink
{f} göz ardı etmek
blink
{i} nazar
blink
blink yanıp sön/açıp kapa
blink
göz kırptırmak
blink
bakış nazar
blink
{f} görmezlikten gelmek
blink
pırıldamak
blink
{i} bakış
blink
kaçınmak
blink
{i} yanıp sö

Işık yanıp sönüyordu. - The light was blinking.

Bu ışık neden yanıp sönüyor? - Why is this light blinking?

blink
(fiil) kırpıştırmak, göz kırpmak, kırpmak; titreşerek parlamak, parlamak, ışıldamak; göz yummak, görmemezlikten gelmek, göz ardı etmek
blink
pırıltı
blink
(isim) gözünü kırpıştırma, parıltı, ışıltı, bakış, nazar
English - English
blink