She veered closer to the building.
The sentence is not grammatically accurate.
- Cümle dil bilgisi yönünden doğru değildir.
My watch is more accurate than yours.
- Saatim sizinkinden daha doğru.
The story seems true.
- Hikâye doğru görünüyor.
His story may not be true.
- Hikâyesi doğru olmayabilir.
Don't play dumb. Answer my question properly!
- Aptal numarası yapma. Soruma doğru dürüst cevap ver.
Tom doesn't know how to pronounce my name properly.
- Tom ismimi doğru dürüst nasıl telaffuz edeceğini bilmiyor.
He said the words came straight from his heart.
- O kelimelerin doğruca kalbinden geldiğini söyledi.
Show us the straight path.
- Bize doğru yolu göster.
One of these two methods is right.
- Bu iki yöntemden biri doğrudur.
It is right that you should write it.
- Onu yazman gerektiği doğrudur.
In a time-bound society time is seen as linear- in other words as a straight line extending from the past, through the present, to the future.
- Zamana bağlı bir toplumda zaman lineer olarak görülür-yani geçmişten şimdiki zamana ve geleceğe doğru uzanan düz bir çizgi olarak.
The man looked at Tom, then vanished through the stage door out into the dark London street.
- Adam Tom'a baktı, sonra sahne kapısından dışarı karanlık Londra caddesine doğru gözden kayboldu.
Tom is walking backwards.
- Tom geriye doğru yürüyor.
Life can only be understood backwards, but it must be lived forwards.
- Hayat sadece geriye doğru anlaşılabilir ama ileriye doğru yaşanmalıdır.
The sun having set, we all started for home.
- Güneş batarken, hepimiz eve doğru hareket ettik.
The ship made for the shore.
- Gemi kıyıya doğru gitti.
Tom is telling the truth, I'm fairly certain.
- Tom doğruyu söylüyor, ben oldukça eminim.
As soon as the three doctors had left the room, the Fairy went to Pinocchio's bed and, touching him on the forehead, noticed that he was burning with fever.
- Üç doktor odadan çıkar çıkmaz Peri, Pinokyo'nun yatağına doğru gitti ve alnına dokununca onun ateşler içinde yandığını gördü.
Due to Tom's behavior, the court is convinced that Mary's account is accurate.
- Tom'un davranışı nedeniyle mahkeme Mary'nin hesabının doğru olduğuna inanıyor.
Excuse me, but is this the right way to the subway station?
- Affedersiniz,ama bu metro istasyonu için doğru yol mu?
Is this the right way to the museum?
- Bu, müzeye giden doğru yol mu?
The dog walked backward.
- Köpek geriye doğru yürüdü.
Why is it easier to park the car backwards than forwards?
- Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır?